DÜNYAYA VE İLÇEMİZE GENEL BİR BAKIŞ

28.06.2017 Çarşamba

11.02.2016 Tarihinde TÜSİAD’ın 64.Genel Kurulu yapıldı.Bu genel kurulda TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı ve  TÜSİAD Onursal Başkanı Mustafa Koç’un anma töreni ile başladı.

   TÜSİAD’ın Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran SYMES;

   Ülkemizin Doğu ve Güneydoğusundaki terör olaylarına,

   Suriye’deki insanlık dramına özellikle değindi.

   Çatışmaların bir an önce sona ermesini,PKK’nın şiddeti durdurmasını,siyasi kanalların yeniden açılarak güvenliğin ve barışın tesis edilmesini,siyaset kurumunun bu alanda işbirliği içerisinde çalışması gerektiğini,

   Suriye’deki göç’ün sadece kendi ülkemizi mültecilerden nasıl koruyacağız sorunu olmadığı,Batılı ülkelerin Ortadoğu kaynaklarını kendi çıkarları için dizayn etme isteği olduğunu dile getirdi.

    Buna katılmamak elde değil.Zaten dünyamızın bu Ortadoğu kısmındaki anarşi,terör,insanlık dramı bitecek gibi görünmüyor.Bu durum;Amerika’nın,Rusya’nın ve Batı’nın(yani Avrupa)Ortadoğu’daki yer altı ve yerüstü kaynaklarını kendi aralarında pay etmek,kendi bünyelerinde ürettikleri silahları denemek ve test etmek,aklı sıra bu ülkelere hürriyet ve özgürlük,demokrasi getirmek adına düzenledikleri birtakım oyun ve senaryolardan ibarettir.

   Bu ülkeler,dış siyasetlerini yakın,orta ve uzun vadelerde tespit edip planlayarak hayata geçiriyorlar.

Tarihimizdeki bütün ekonomik krizleri de bu ülkeler,kendi ekonomik çıkarları için kendileri yaratıyorlar. Birbirleri ile rekabet ederek;geri kalmış ve gelişmekte olan ülkeleri kendi çıkarları için kullanıyorlar.

   Bu aktivitasyonları kullanırlarken;din olgusuna da değiniyorlar.Aslında bizim dinimiz;aklın ve bilimin egemen olduğu bir din olduğu halde,İslam ülkeleri yer altı ve yerüstü zenginliklere rağmen akıl ve bilimi kullanamıyorlar.İslamiyet’in egemen olduğu ülkelerdeki yönetici sınıfları;İslamiyeti inanç meselesi olarak görmüyor,topluma egemen olma aracaı olarak görüyor.Bu yüzden de bu toplumlar,yarınları için politika ve siyaset üretemiyorlar.Akıl ve bilimi kullanan Batı dünyasının piyonu ve figuranı oluyorlar.

   Dikkatinizi bir noktaya çekmek istiyorum.Batı’daki ülkelerde siyaset kurumunda siyasi parti sayısı ençok iki elin parmaklarını geçmiyor.Fakat bizde 60’larla,70’lerle ölçülmekte.Bu siyasi partiler,bölük pörçük,küçük ve zayıf.Aynı görüşleri taşıyan partiler bir araya gelip güçlenemiyorlar.Biraraya gelemiyorlar,çünkü üst yönetimleri küçük olsun,benim olsun anlayışını sürdüyor.Kimse kendi egemenliğinden vazgeçmiyor.

    Siyaset kurumu;temeli olmayan bir sistemde istediği gibi yönlendirme yapıp,devlet kaynaklarını istediği gibi kullanıp kendi yerini sağlamlaştırabiliyor.Devletin bütün kurumlarını ve imkanlarını kendi çıkarları için kullanıyor.kendisini o koltukların sahibi gibi görüyor.

   Türkiye’deki ekonomi dünyamız; dünyanın birtakım ekonomi kuruluşlarının  oluşum ve baskıları üzerine her ne kadar bazı alanlarda özerk oluşumlardan da oluştuğu varsayılsa da ağır bir siyaset baskısı ve vesayeti altında görünüyor.Bu durumda nüfusunun 17-18 milyonu 20 yaş altında olan gençlerden,12-15 milyon arası 60 yaş üstü emeklilerden oluşan ülkemizde,toplumun %2’lik kısmının toplumun gelirinin %80’ne sahip olduğunu görüyor,bu da toplumda ekonomik anlamda ciddi bir şekilde gelir dağılımı ve gelir adaletsizliği sorunları yaratıyor.

   Gençlerimiz dünya’ya geldiği zaman borçlu olarak doğuyor.kendisini iş ve aş kavgası içerisinde savaşırken buluyor.Bu da enerjisinin olumsuz yönlere kaymasına sebep oluyor.

   Kısacası ilçemizde de gençler,ilk ve orta tahsillerini tamamladıkları zaman ilçemizden yüksek tahsilleri veya iş için büyükşehirlere göç ediyorlar.Bu da ilçemizde üretici gücün,taze ve dinamik beyinlerin azalmasına ve yok olmasına yol açıyor.

   Bu durumda oturup özeleştiri yapmamız gerekiyor.Bu genç ve üretici gücü yüksek gençleri ilçemizde tutmamız gerekiyor.Bu genç beyinlere çalışma ve üretme ortamı sağlamamız gerekiyor.

  Bizlerde bu ortamı sağlamak için ilçemizin potansiyelini ölçmek,sahip olduğu kaynakları sağlıklı bir şekilde ortaya koymak,yatırımcıya sunabileceğimiz imkanları tespit etmek adına Susurluk Ticaret Odası olarak Şubat-Mart-Nisan 2016 aylarında kamuoyu analizleri ve anketleri yapacağız,karar alıcılarla toplantılar yapacağız,istişareler yapacağız.Yapacağımız bu etkinlikleri de toplumumuzla paylaşacağız.

  Bütün amacımız ve temennimiz;Türkiye’de Susurluk Toplumunun hak ettiği yeri almasını sağlamaktır.Üreten bir toplum olmasını sağlamak,göç veren değil,göç alan,ekonomik ve kültür refahı yükselmiş bir ilçe olmasını sağlamaktır.Ayrıca bağlı bulunduğu İl’e katkısını arttırmak,Türkiyemize de katma değer yaratmaktır.