
EĞİTEBİLEMEDİKLERİMİZDEN MİSİNİZ?
15.11.2017 Çarşamba“Hiçbir şey, eyleme geçen cahillik kadar korkutucu olamaz “ diyor Konfüçyüs. Şu an gidişatımız tam da bu yönde. Bir tek ben mi gelecek kaygısı yaşıyorum? Neslin belirsizliği sizleri de tedirgin etmiyor mu?
“En büyük savaş, cahilliğe karşı yapılan savaştır” diyen Atatürk’ten, “Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben her zaman cahil kesimin ferasetine güveniyorum” diyen eğitim kurumu yetkilisine evrildik. Ve bu dönüşüm ne yazık ki “Türk istikbalinin evlatları” için tam bir kara delik. Çalışkan ve tembel arasında takdir ayrımı olmadığı sürece, ya da başarılı öğrenci eğitim kalitesi daha iyi bir okulda okumayı hak ederken zekasının kıymetsiz olduğunu fark ettiğinde kaç tane mutsuz birey yetişecek farkında mısınız? Zaten bu çocuklar da yine yetenek ve arzularına uygun olmayan işlerde sırf açıkta kalmamak için tabiri caizse “kapağı bir yere atalım da neresi olduğu önemli değil” mecburiyetine düşen kişilerin çocukları değil mi? Sizi bilmem ama bence işler hiç iyiye gitmiyor.
Ehil olmasını geçtim, içeriği bile birbirinin yanından geçmeyen meslekler arası başa geçişler sebebiyle kaç tane pırlanta gibi zekanın bizden başka herkesçe takdir edilmesi ve havada kapılması hadisesi yaşadık, inanın sayısını unuttum.
Cahil her zaman kendisine hayran olmaya hazırdır, biz de kendimize bayılıyoruz. Öz eleştiriden bihaberiz çünkü zaten en iyisi biziz(!)
Eğitimde başarı oranı en yüksek ülke olan Finlandiya’nın Eğitim Bakanı “biz çocuklarımıza mutlu olmayı, önce kendisine sonra da insanlara saygı duymasını öğretiyoruz. Bu yüzden bizim için önemli olan ders saatinin çok olması, saçma başarı sınavları değil. Ev ödevi vermiyoruz çünkü çocukların sosyalleşerek önce insan olmayı öğrenmesini istiyoruz” diyor. Gıpta olunası bir durum. Bizde de çocuk ailesiyle daha çok vakit geçirsin diye sınav sistemi kuruluyor, sonra ailesiyle daha çok vakit geçirsin diye aynı sınav sistemi kaldırılıyor. Doğru okudunuz, cümle tekrarı yapmadım. Bizde durum bu…
Japonya’da bir yılda 1 kişi 25 kitap okurken, Türkiye’de 12089 kişi 1 kitap okuyor. Matematik bile tövbe eder bu denklem karşısında. Ama yine de biz en iyisiyiz. Kafalar zehir…
İşin özü, en sevdiğim cümledir ki Allah’ın da ilk emridir : Oku! Oku güzel kardeşim, çocuğuna da güzelce okut. Penceresini geniş tut ki açılan ufkuyla bu memlekete faydalı bir birey olsun.
Unutmayın, cehalet mutluluk değil, kayboluştur…