MİLLİ AKSESUARIMIZ: AT GÖZLÜĞÜ

15.08.2017 Salı

Geçenlerde sosyal medyada bir video izledim. Artık şaşırmamam gerektiği kanaatine her varışımda, bu kadar da olmaz dedirtecekler listeme bir yenisi ekleniyor. Görselde, uydurma bir kanalın röportajı var. Röportajı yapan kişi, Cumhurbaşkanının uzaya köprü yapacağını söylüyor ve vatandaşın bu konudaki fikrini soruyor. Uydurma kanalda konuyla ilgili haberin yayımlandığını, izleyip izlemediklerini soruyor.  Buraya kadar her şey esprili. Beni, ülkeyi terk etme psikolojisine sokan ise vatandaşın verdiği cevaplar. Adam resmen “Haberi izledim.  Cumhurbaşkanı ne yaparsa destekliyoruz” diyor. Bu kadar cahillik, bu kadar ahmaklık olabilir mi? Ülkenin teknolojik bilgisi, “hasta mahremiyetini koruyucu iç göstermeyen önlük” seviyesinden öteye gidememişken uzaya köprü yapılabileceğine nasıl inanır bu insanlar? Hadi size verilen beyni kullanmayı beceremiyorsunuz, bir şeye körü körüne inanmanın gerekçesi ne olabilir? Böylesine cahil inancın ne denli tehlikeli olabileceğini düşünen tek deli ben miyim?

İçimde her daim yaşattığım bir umut, insanların farkındalığa ulaşması. Çoğunluğun karşısında duruşunu değiştirmemek, ya da çoğunluğun sahip olduğu fikri savunurken yanlış olduğuna inandığı durumlarda desteğini çekmek her yiğidin harcı değil elbette. Şartları gözlemlediğimde de aklıma tam olarak bu durumu özetler bir siyasi bilim teorisi geliyor.  “Suskunluk Sarmalı” denilen bu teoriye göre insanlar toplumdan dışlanma korkusu yüzünden fikirlerini açıkça dile getiremezler ya da çoğunluğun fikrini kendi fikirleriymiş gibi benimsemek zorunda kalırlar. Dolayısıyla, farkındalığa ulaşabilenler de alenen beyanatta bulunabilirler mi? Zaten bir takım şeyleri dayıları(!) sayesinde elde edenler neden kendilerini riske atsınlar ki?

Yerel gazetemizin baş köşe yazarı olan kayınpederim Gürdal ERGEN’in, bu hafta köşesinde yer verdiği bilgiyle asıl konuya geçmek isterim. Anayasa değişikliği vesilesi ile geçiş yapılmak istenen sistemle, bahsi geçen başkanlık sisteminin aynı olmadığı, teklif edilen maddeler değerlendirildiğinde kendini gösteriyor. Katı güçler ayrılığı ilkesi ile, tüm erkin tek elde toplanması ( güçler birliği) cümleden bile fark edilebileceği üzere farklı olgular. Hele ki güçler birliği mecliste değil bir kişide toplanırsa, demokrasi yerle yeksan olmuş demektir. Demokrasinin işlediği bir ülkede demokrasiyi sekteye uğratmak rejimin değişmesi anlamına gelir. Gizli oy ve açık sayım ise demokrasinin ana unsurlarından birisidir. Gizli oy, bireyin herhangi bir baskıya maruz kalmadığını, psikolojik etkileşimin olmadığını, fikrinin güvende olduğunu gösterir. Açık sayım ise güvenin ve adaletin sağlanması açısından kilit noktadır. 

Zannetmekten vazgeçin artık. Akıl sahibi olmadan fikir sahibi olmak kadar acizane bir durum olamaz. Ne anlama geldiğini dahi bilmediğiniz konularda sırf Ahmet – Mehmet yapıyor diye her ne olursa olsun desteklemekten vazgeçin. Sizinle aynı fikirde olmayan insanların doğru söyleyebileceğini de fark edin. Ve lütfen önce okuyun…

DİPÇE : Gerçeğin duyurulmasında emeği geçen tüm cesur ve tarafsız gazetecilerin Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlarım.