YENİ DÜNYA DÜZENİ

01.08.2017 Salı

 Lidyalılara rahmet mi okunur bela mı bilinmez ancak icat ettikleri günden bu yana insanlık paranın kölesi haline geldi. Eskiden sömürge askeri güç ile sağlanırken, yeni dünya düzeninde finansal stratejiler önem kazandı.

         “Her zaman ve her yerde ekonomi basını zafer hikayeleri yazmaya başladıysa, bazı şeylerin kötüye gittiğinin önemli işaretidir” diyor Yaşar Erdinç. Son günlerde ülke ekonomisi ile ilgili sürekli iyimser bir ahval içerisinde olduğumuz aşikar. Hep yükseliyoruz. Tüm dünya ülkelerinin bizimle rekabet etmeye korkar olduğu efsanesi, babayiğitlerimiz arasında gururla karşılandı. Peki ya gerçek?

          Dünya ekonomisinin bir avuç Yahudi ailesinin elinde olduğu ve ekonomik tetikçiler aracılığı ile gözlerine kestirdikleri ülkeleri dış borca soktukları gerçeği gün gibi ortadayken, eldeki dolarların satılıp liraya çevrilmesi tavsiyesi yapılabilecek en vasat hamle bana göre. 

         Gerçekten de eldeki dolarları liraya çevirerek ve sahte dolarları yakarak ekonomiyi, yaklaşan enflasyonu ve krizi durdurabileceğinize inanıyor olamazsınız! Hadi bilmiyorsunuz, okuyup araştırmak bu kadar zor mu?

         Dolar satıp lira almak demek liranın değerinin düşmesi demektir. Çünkü bu şartlarda dolar sattığınızda, dolar bazındaki kazancınız artar. Siz bir dolar karşılığında üç lira sahibi olduğunuz için sevinebilir, Amerika ve dolarını yok ettiğinizi zannedebilirsiniz ancak, gerçekte lira değer kaybetmiş olur. 

        Tüm bu olanların gerçek sebebi üzerine çok da kafa yormaya gerek yok. Ülkeden yabancı sermayenin çekilmesi, ülkeler arasındaki kredi notumuzun düşmesi, herkesin aşırı dış borçlanmaya gitmediğimiz kadar iyi bir ekonomiye sahip olduğumuza inanması, sıcak para akışını engelleyecek gereksiz yatırımların yapılması olası bir krizin tehlike çanları aslında.

        Peki ne yapılmalı? Öncelikle Merkez Bankası faiz artırımına gitmeli. Yani paraya ulaşmanın maliyetini artırmalı. Böylece paranın değer kazanmasını sağlamalı. İkinci olarak, ki bu politikayı her fırsatta savunmuşumdur;  devlet yerli üreticiyi desteklemeli. Ülkeye yerli büyükbaş yerine Angus, şeker pancarı yerine 2. Kalite şeker kamışı ithal etmek, hammaddesi bizde olduğu halde yabancı sevdalısı olmak yerine;  üreticiyi desteklemek, yerli üretimi artırıcı ve girişimi destekleyici kredi ve teşvik politikaları uygulamak, dışa bağımlılıktan kurtulmak şu noktada tek çözüm yoludur.

        Sürü psikolojisinin yarattığı koyun uyumu ile hareket etmek yerine, tanrının bahşettiği aklı kullanıp düşünebilmek, üretken olabilmek, gereksiz oksijen sarfiyatı yerine sürekli üreterek en yüksek faydayı sağlayabilmek umuduyla…