
YALNIZLIK PSİKOLOJİSİ
29.07.2017 CumartesiBirlikte olmak, kalabalık içerisinde yer edinmeye çalışmak, diyalog kurmak ve hepsinden önemlisi yalnız kalma korkusunu yenebilmek için birilerine ihtiyaç duyuyor insan.
İki insan bir araya gelip, fikirlerini uyumlandırdıklarında bir grup oluveriyorlar. Hayata isyan edip tek başıma yaşayacağım diyen kişi bile, bir süre sonra ya cansız varlıklarla konuşmaya, ya da en basitinden müzik dinleyerek sessiz yalnızlığını bastırmaya çalışıyor. Ölmek bile bu yüzden bu kadar korkutucu. Yalnız başına bilinmeyen bir yere gitmenin ve orada neyle karşılaşacağını bilmediği bir gerçekle tek başına yüzleşmenin ürkütücü çaresizliğini hissetmek…
Dünya kalabalığında yaşasa bile bu yeterli gelmez insana, uzaylı dostlar aramaya çıkar. Muhakkak ki bizden başka canlılarda vardır bu evrende ve tanışırsak bir grup da onlarla kurabiliriz.
Girdiği her ortamda bir zümreye ayak uydurup, bir şeylerin parçası olma hissiyatını yaşamak ister insan. Bu da parçası olma, bütün olma, birlik olma kavramlarını peşi sıra hayatımıza sokar ki; bundan sonrası devletsel boyutlara ulaşır.
Devletler dahi devamlılığını ve içerisinde barındırdığı vatandaşlarını koruyabilmek adına küresel gruplaşmalar içerisine girerler. Hangi blokta yer alınacağına ise günün şartları ve çıkarlar karar verir. Tıpkı 53 senedir kendimizi kabul ettirmeye çalıştığımız AB’nin, müzakereleri durdurması sonucu başka arayışlar içerisine girmemiz gibi.
Yaşanılan hezimeti, “sen kovmadın, ben istifa ediyorum” efeliğiyle profesyonelce gizleyip gözümüzü gönlümüzü Şangay Beşlisi’ne çevirdik. Alternatifleri değerlendirmek ne hoş. Keşke bunu elinden topu alınıp oyuna alınmayan çocuk gibi ortada kalmadan önce yapsaydık. Zira bir yerlere zorla girme çabamızı yıllardır anlayabilmiş değilim. Yalnız kalmak da bir dış politikadır. Elbette kurtlar sofrasında ceylan olmak makul bir seçenek olmayabilir ancak bunun için yaratıcı olunabileceği kanısındayım.
Neden ülkece her zaman çeşitli yetenekler sergileyerek bir şeyin sonradan müdahil olduğu (çoğunlukla olamadığı) karakteri olmaya çalışıyoruz ki? Neden o zümreye biz önderlik etmiyoruz? Mesela son günlerde sempatimizin arttığı Şangay Beşlisi içerisinde yer alan altı ülkenin dördü Türk devleti. Bu, yıllardır kendi zihnimde yarattığım politikanın denemeye değer olduğunu düşündürüyor. Bir birlik de biz kuralım bence. Adı da bendeniz tarafından halkımıza hediyemdir. “TÜRK VE TÜRK DOSTU DEVLETLER BİRLİĞİ” . Şangay Beşlisi’ndeki ülkelerle, diğer Türki Devletleri, birkaç tane de sıkışınca dost olmayan ülkelerden alacaksın kardeşim birliğine, bak o zaman şartlar dönüyor mu dönmüyor mu!
Papağana bile insan gibi konuşmayı öğretirken kendi insanlığımızdan da olmamak ve kafalardaki ampulün voltajını yükseltmek ümidiyle…