
BOZUK TERAZİ
17.07.2017 PazartesiAdalet deyince akla ilk gelenlerden bir tanesi; bir elinde terazi, bir elinde kılıç olan gözleri bağlı bir kadın heykelidir. Bu figür aslında adalet ve düzen tanrıçası Themis’tir. Elindeki kılıç, adalet yolunda verilen cezaların caydırıcılığını, diğer elinde bulunan terazi, adaletin dengeli şekilde verilmesi gerektiğini ifade eder. Tanrıçanın gözleri bağlıdır ki bu da adaleti sağlarken çevresindeki hiçbir şeyden etkilenmeyerek bağımsızca bunu gerçekleştirdiği anlamına gelir.
Adaletin ve temizliğin simgesi kadın, mitolojiden gerçek hayata geçişte adaletsizliğin nesnesi oluverme konusunda büyük ironi içeriyor. Terazinin kefesi hep yamuk, kılıç ise kartondan bozma…
Adalet, sadece kadını es geçmiyor bu dünyada, üç yaşında öldürülmemek için bir sapığa yalvarmayı bilmeyen yavruyu da teğet geçiyor…
Kılıcın keskinliği sadece evladını kaybeden annenin yüreğini dağlıyor. Dayak attığı için terk ettiği kocası tarafından öldürülen kadının annesi, vicdansız bir sapık tarafından tecavüze uğrayıp, ölüsü bir yerlere gömülen küçük bebeğin annesi, hesabının yıllardır bir türlü sorulmadığı hainlerce şehit edilen Mehmetçiğin annesi… Adalet onlara hiç gelmiyor…
Sanıkları sırf devlet memuru olduğu için, koca bir köy tarafından tecavüze uğrayan bir kızın çığlıkları susturuluyor…
Mahkemede takım elbise giyip kravat taktığı için sapıklara iyi hal indirimi veriliyor…
Kucağında gülümseyerek oyun oynuyor diye tecavüz ettiği bebeğin kendisini ağır tahrike uğrattığı iddiası dikkate alınıp ceza affı veriliyor…
Öz ağabeyi tarafından tecavüze uğradığını nişanlısına itiraf ettikten sonra kendini öldüren kıza deli yaftası yapıştırılıp, ağabeyin suçu hafifletiliyor.
Okuldan evine giderken bindiği minibüste tek olması gerekçesiyle güzeller güzeli Özgecan önce tecavüze uğrayıp, öldürüldükten sonra yakılarak eziyet üstüne eziyet görüyor… Adaletten yine ses yok…
İşin korkutucu bir boyutu daha var. İçeride cezasını vererek adaleti sağladı diye başka bir suçluya müteşekkir olmayı normal görmeye başladık. Ceza ve hukuk sistemimizin işlemediğini, adaleti sağlayan kişinin başka bir adalet bozucu olduğunu göz ardı ederek, “hak edene hak ettiği cezayı veriyorsa o kadar da suçlu değildir” psikolojisini alenen yaşamaktayız.
Bu tarz konularda top yekün baskının fark yaratabileceği kanısındayım. Yani bazı şeylerin iyi yönde değişebilmesi için imza kampanyası, el ele verme, duyarlılık artırma gibi çalışmalar yapılabilir. Yolunda gitmeyen şeylerin de değişebileceği umudu içimizde filizlenebilir.
Toplum olarak daha bilinçli hareket edip, birlikte güzel değişimler yaratabileceğimizin farkına varmalıyız.
Lütfen “Adalet” sadece kadın ismi olarak kalmasın…