
DEMOKRASİ
02.07.2017 PazarBilinen anlamıyla “halkın, kendi kendini yönetmesi” olarak demokrasinin, ülkemiz tarihinde görülmemiş katılım ve coşkuyla, iade-i itibar vesilesi ile hak ettiği değeri gördüğünü düşünüyorum.
Cumhuriyetin vazgeçilmezi olan demokrasiye küçük-büyük, yaşlı-genç, fakir-zengin, ünlü-ünsüz, seçen- seçilen, her kesimden vatandaşımız sahip çıktı.
Siyasi partinin, tuttuğun takımın, doğduğun memleketin aslında o kadar da önemli olmadığını gördük; söz konusu vatanın bütünlüğü, demokrasi, cumhuriyet ve Türkiye olunca…
Bu ülkenin güzel insanlarına kimsenin zarar veremeyeceğini, bu ülkeyi kimselere kolay kolay bırakmayacağımızı gösterdik.
Bütün dünya, kenetlenince kimsenin yıkmayı başaramayacağı Türk’leri gördü…
Bütün dünya, elinde sigarası, ayağında terliğiyle tankların üstüne koşan Türk’leri gördü…
Bütün dünya, bir olmanın nasıl bir şey olduğunu gördü…
Satır aralarında tasvip etmediğim bir takım karelere de rastladım. Demokrasi nöbetleri esnasında, halka dağıtılan ücretsiz yiyecekleri alabilmek için namazını yarıda bırakanlar, dinlenmek için Türk Bayrağı’nı yere serip üzerine oturanlar da vardı. Israrla eğitimin şart olduğunu, eğitimin de sadece diploma ile olmadığını söylüyorum. Artık kendimizi geliştirme zamanımız geldi de geçiyor bile. Her şeyi hakkını vererek yapmayı öğrenmemiz şart!
Her şeye rağmen, birlik olabilmeyi, bir olabilmeyi çok güzel başarıyoruz. Söz konusu vatan olunca teferruatlara takılmıyoruz. Bu vatan için, bu bayrak için, bu millet için canımızı ortaya koymaktan çekinmiyor, bununla da gurur duyuyoruz.
Çılgın Türk’leri tüm dünyaya gösterdiğiniz için, tüm hainlere inat demokrasinize ve vatanınıza sahip çıktığınız için hepinize teşekkür ediyorum.
Kızınca çok güzel oluyorsun Türkiye’m…