
VAHŞİ YARATIK
18.06.2017 PazarDünyanın en vahşi canlısı insandır bana göre. İhtirasına, vahşetine kibrini de ekleyerek, yeryüzüne iradesiyle hakim olmaya çalışan tek yırtıcıyız.
Siz hiç elinde çekiçle insan avlayan fok gördünüz mü?
Hamile olup olmadığına bakmaksızın insan öldürüp dişinden kolye yapan fil gördünüz mü?
Sırf şık görünmek için insan derisi soyup boynuna takan tilki gördünüz mü?
Otel yapabilmek için orman yakan bir kaplumbağa gördünüz mü?
En güçlü olduğunu ispat etmek için toplu katliam yapan bir aslan gördünüz mü?
Ben görmedim. Egemenliğini yakıp yıkma üzerine kurarak, doğaya saygı duymadan yaşamını sürdüren bir tek biz insanlar varız.
Adını elmas koyduğumuz ve kendimizce değer biçtiğimiz taşlar için koca bir kıtanın açlıkla yaşamayı öğrenmesine sebep olduk.
Dünya hakimiyeti kurmak için silahlar ürettik, atom bombaları attık, savaşlar çıkardık ve bu arada milyonlarca insanın ölümüne sadece seyirci kaldık.
Ruhlarımızın karanlığı yetmiyor gibi kendimize küçük oyunlar da icat ettik ve onları da mümkün olduğunca kirlettik ki her şeye daha fazla zararımız dokunsun.
Devlet istedik, özgürlük istedik, özgür olunca özgürlüğü veren devlete baş kaldırdık. Yaşadığımız toprağa şükretmedik, daha fazla toprak istedik, petrol istedik. Herkesin bizim gibi düşünmesini, bizim dinimize inanmasını, farklı olanın dışlanmasını istedik.
Dünyada zarar verecek yeni bir şey kalmayınca da şansımızı yıldızlar arasında aramaya karar verdik. Zira hırçınlığımızı göstermediğimiz türler de olabilir, onları da yok edelim, dedik.
Bir virüsün hızla yayılıp yok ediciliği gibi, hızla tükettik, ürettiklerimizin genetiğini değiştirdik, kısır döngüde yokluğa sürüklendik.
Her gün patlayan bombalar, oynanan Ali Cengiz oyunları, en büyük saldırı ve savunma mekanizması kınamak olan yetkililer ve anlamsız bir savaş ortamında yok olan hayatlar…
Tanrıcılık oynayan bir grup kibrine mağlup insanın yarattığı kaostan hiçbir masum canlının zarar görmediği, tesadüfen yaşıyoruz demeyeceğimiz güzel günlere ulaşmak ümidiyle…