
BİZ BİTTİ DEMEDEN BİTMEZ!
15.06.2017 PerşembeBiz Türk’lerin favori cümlesidir “biz bitti demeden bitmez!”. Çünkü her işi son dakika yapmak, fatura veya kredi ödemelerini son gün gerçekleştirmek, sınavlara bir gün kala ders çalışmak, doktora hastalıktan kırılmak üzereyken gitmek gibi şahsımıza münhasır huylarımız mevcut. Genetiğimizde bu var…
Hatta o kadar son dakikacıyız ki, milli birlik ve beraberliğimizin önemini vatan elden gitmek üzereyken kavrayıp, deyim yerindeyse küllerimizden yeniden doğmuş bir milletiz.
Her daim var olan deliliğimizin şanına yakışır davranıyoruz. Seviyorum bu yönümüzü. Son ana kadar ümidin tükenmeyeceği, her an kaderin değişeceği ve bu kaderi bizim değiştirebileceğimiz gerçeği ayrı bir huzur katıyor deli ruhumuza…
Gerçi bu sefer tutturamadık, biz bitti demedik ama bitti maalesef. Bildiğiniz gibi Avrupa Şapiyonası’nda başarır gibi olduk ama devamı gelmedi, elendik. Herkes konuşmaya başladı tabi ki. Ne maç esnasında saç düzeltmekten oyun oynayamayan gencimiz, ne manken gibi giyinip topu ayağında tutamayan futbolcularımız, ne de inanılmaz oranda aldığı ücrete rağmen etkisiz kalan teknik direktörümüz kaldı laf işitmeyen…
Beni asıl düşündüren teknik direktörün aldığı maaşla nelerin yapılabileceği. Dikkatinizi çekmek istiyorum, Fatih Hoca’nın aldığı günlük ücret 26.000 TL. Asgari ücretle çalışan bir işçinin yirmi ayda kazandığı parayı bir günde kazanıyor. Değinmek istediğim nokta ise bu harcamaların optimum seviyede olup, diğer sportif faaliyetlere de aktarılabileceği gerçeği. Evet futbol ülkemizde en çok ilgi gören spor dalı olabilir ancak, başka alanlarda başarı gösteren birçok gencimizi de göz ardı etmemek gerektiğini düşünüyorum.
Sırf sponsor bulamadığı, ya da o alana yeterli kaynak ayrılmadığı için hayallerine ve başarılarına veda etmek zorunda kalan şampiyonlarımız var bu ülkede…
Vatanın bütünlüğü için mücadele ederken şehit düşen asker ve polislerimizin evlatları var bu ülkede, hele de birçoğu babasıyla hiç tanışma fırsatı bulamayan…
Japonlar uzay için inşaat makinesi yapıyorken ve biz daha dünya düzenimizi bile kuramamışken, Aziz Sancar gibi bir bilim adamımız olduğunu, Nobel Kimya Ödülü aldığında öğreniyorken bu kadar yüksek meblağların, aslında gerekli olup olmadığı tartışılan yerlere harcanması enteresan geliyor bana.
Başarı sadece bir alanla sınırlı kalmamalı. Kaynaklar hiç bitmeyecekmişçesine harcanmamalı. Deliliğimiz cesaretimizden gelmeli, ahmaklığımızdan değil…