
KANATSIZ MELEKLER
25.05.2017 PerşembeYapılan bir araştırmaya göre, insan vücudu en fazla 45 del acıya dayanabiliyor. Bir kadının doğum esnasında çektiği acının şiddeti ise 57 del’e kadar çıkabiliyor. Bu, aynı anda 20 kemiğin kırılmasına eş değer şiddette bir acı. Anne olabilmek için katlanılan bu acıyı düşünebiliyor musunuz?
Bu acının başlangıcından bahsetmedim bile. 9 ay boyunca gönüllü olarak bir canlıyı taşıyabilmenin zorluğunu bir düşünsenize. Hem de “benim yerime biraz sen taşır mısın?” deme lüksü olmadan…
Bizlere nefes alabilmeyi layık gören Yaratıcı’nın katında başlıyor annelerin kıymeti. Ödül olarak insanlığa vaat ettiği cenneti bile annelerin huzuruna seriyor. Erkeklerin babalığı sonradan edinmesinin aksine, kadınların doğduğu anda kalplerine evlat sevgisini üflüyor. Ve o kadar kıymetliler ki, doğum anında günahlarının affolunacağı müjdeleniyor.
En aciz yaratıklar olan biz insanlar, ödülümüzün cennet olduğunu bildiğimiz için iyi olanı yapmaya çalışırken, karşılığını beklemeden hissedilen tek sevgi, annenin evladına duyduğu sevgi oluyor.
Bilimsel olarak incelendiğinde bile annelik tek kelime ile bir mucize. Yaratılışın, Allah’ın mucizelerinin, yüce ilim sahibi olduğunun en büyük ispatı. Annelik, kusursuzluğun ispatı…
Anneliği sadece biyolojiyle sınırlandırmayı doğru bulmuyorum. Kendisi dünyaya getirmediği halde, evlat edindiği bir çocuğa tüm sevgisini, yüreğini, hayatını adayan kadınlar takdirin en büyüğünü hak ediyorlar. Hele bir de bir gün terk edilebilecekleri ihtimalinin korkusunu an be an yaşarken…
Aslında hayatlarımızın koruyucu meleklerini sadece bir günle sınırlamayı da doğru bulmuyorum. Annelerimiz o kadar kıymetli varlıklar ki, her gün en azından bir kere onları sevdiğimizi söylemek, sağlığını sormak, kocaman sarılmak bile aslında onlar için yapabileceklerimizin en azı. Hiçbir zaman haklarını ödeyemeyeceğimiz şahane varlıklar onlar.
İlk yuvamız, ilk koruyucumuz, ilk tanıdığımız kokunun sahibi, kaç yaşında olursak olalım dizine yatmaktan keyif aldığımız insan, dert ortağımız, sırdaşımız, ilk öğretmenimiz, doktorumuz, aşçımız, pastacımız, oyun arkadaşımız, her söylediği doğru çıkan kahinlerimiz, her şeyimiz anneler…
Bir gün değil her gün mutlu olun. Ömrünüz boyunca kutlu olun. Evlatlarınız sizi çok seviyor…