
KADIN OLMAK ZOR ZANAAT!
01.05.2017 PazartesiKadın – erkek eşitliğine inanan biri olmadım hiçbir zaman. Kadını üstün gören feminist bir halet-i ruhiye içerisine de girmedim. Bu hafta, sadece bir parça kadın ruhunu anlatabilme çabasında olacağım.
İnsanlık tarihinin her döneminde, kadını ikinci sınıf vatandaş olarak görme durumu mevcut. Eksiklik, aciziyet, başarısızlık gibi görülen kadının, yaratılan ataerkil sistem içerisinde kendine yer bulamaması, aslında insanlık açısından utanç verici olmalı, olmak zorunda. Kadın, var oluşun mihenk taşıdır. Kadın, nesildir. Kadın, bu hayatın mütemmim cüzüdür. Kadın olmazsa olur mu?
Dinsel açıdan değerlendirirsek, cahiliye döneminde toprağa diri diri gömülen canlılardan, Peygamber Efendimiz’in omuzlarında taşınan kıymetlilere dönüştük. İtibarların en güzeli…
Eski Türk devletlerinde hakanın eşine hanım denilirdi. Nedenini biliyor musunuz? Hakanlar, kağanlar devletin “Han’ı” iken, eşleri de onların “Han’ı” idi. Yani devlet sahibi kağan, eşini kendinden bile üstte tutardı. “Benim Hanım sensin” denilirdi. Verilen kıymete bir bakar mısınız?
Nüfus sayımı yapılırken, sadece erkeklerin ve besilik hayvanların varlığı dikkate alınırken kadınların esamesi okunmuyordu. Ulu Önder Atatürk sayesinde bir birey olduğumuzu, fikrimizin olabileceğini hatırladık. Ruhu şad olsun…
Şimdilerde ise Arabistan’da “Kadın, insan mıdır?” konulu sempozyumun yankıları kulaklarımızı, aklımızı, mantığımızı deldi geçti. Ne bilimle, ne de dinle açıklanabilecek gibi değil. Kadın olmanın bu kadar rahatsızlık verici olma sebebi nedir? Tabiatın bir parçası olması mı? O tabiatın devinimine, kendinden bir can daha vererek katkıda bulunması mı? Okumak, çalışmak istemesi mi? En büyük gayesinin insanca(!) yaşamak olması mı? Kadına şiddeti hangi zihniyet meşrulaştırabilir? Sadece kadın olduğu için korkmanın ne anlama geldiği hakkında bir fikriniz var mı?
Evet, kadın-erkek eşitliğini asla savunmadım. Olamaz da. Kadın, kırılgandır, naiftir. Fiziksel olarak bir erkek kadar güçlü değildir. Bir erkeğin üstesinden geldiği ağır işlerde çalışamaz. Yeri geldiğinde iki kiloluk bir ağırlığı bile kaldıramaz. Ama kadınlar evlat verir, sevgi verir, emek verir, ömür verir. Eşit eğitim fırsatı verildiğinde, çok iyi mesleklerde çalışabilir. Kariyer sahibi olabilir.
Kadın-erkek eşit olarak yaratılmamıştır. Eş olarak yaratılmıştır. Birbirlerinin eksiklerini tamamlasınlar diye…
Kadınları şımartın, her istediğini verin demiyorum. Sadece eşit haklar verin. Fikirlerini söyleyebilsinler, istedikleri işlerde çalışabilsinler, korkmadan yaşayabilsinler…
Bir kadına tavır göstereceğiniz zaman, annenizin de bir kadın olduğu gerçeğini hatırlayarak yaklaşın. Gününüz kutlu olsun hanımlar…